İçeriğe geç

Kalpazanlar kaç sayfa ?

Kalpazanlar Kaç Sayfa? Aşkın Sahte Banknotları Üzerine Mizahi Bir İnceleme

Bir sabah kahvemi yudumlarken “Kalpazanlar kaç sayfa?” diye bir arama gördüm internette. Bir an düşündüm… Gerçekten de bu sorunun cevabı sadece kitap sayfası mı, yoksa hayatın her yerinde yazılı duran bir metafor mu? Çünkü kabul edelim: Bazı insanlar öyle kalpazan ki, roman yetmez, ciltler bile az gelir!

Kalpazanlar: Sadece Banknot Basmaz, Duygu da Basar!

Aslında “Kalpazanlar” bir kitap… André Gide’in ünlü romanı. Ama bizim konumuz o değil. Bizim kalpazanlarımız, aşkı matbaadan çıkaran, duyguyu fotokopiyle çoğaltan türden.

Bir kadına “Sen benim için teksin” deyip, aynı cümleyi beş farklı kişiye kopyala-yapıştır yapabilen kahramanlardan bahsediyorum.

Bu noktada erkeklerin çözüm odaklı doğası devreye giriyor.

“Ben herkese aynı mesajı atıyorum ki yanlış anlaşılma olmasın,” diyor mesela Mehmet.

Stratejik düşünüyor adam, sistem kurmuş!

Kadınlarsa bu noktada sezgileriyle durumu hemen çözüyor:

“Bu mesaj bana özgü değil, içinde nokta bile yok.”

Kalpazanlık sadece parada değil, ilişkilerde de sanattır.

Bir Kadının Kalpazan Dedektifliği

Kadınların sezgisel zekâsı var ya, FBI bile kıskanır.

Bir kadın bir mesajın tonundan, emojinin türünden, hatta “iyi geceler”in yazıldığı saatten bile kalpazan tespiti yapar.

Bir bakar: “Bu cümle bana fazla düzgün. Kesin birine daha yazıldı.”

Bir erkek için “iyi geceler 😊” sadece iyi gecelerdir.

Bir kadın içinse, “Neden nokta yok? Neden gülücük bu kadar yuvarlak? Geçen gün kalp vardı, şimdi yok!”

İşte burada mizah başlar; çünkü bir kadın bir ilişkiyi duygusal analizle çözerken, erkek hâlâ Excel tablosu açmış “ilişki verimliliği” hesaplaması yapmaktadır.

Kalpazanların dünyasında, empati ile strateji çatışır; biri “neden?” der, diğeri “nasıl?”

Gerçek Kalpazan Kimdir?

Kalpazan, sadece sahte para değil, sahte umut basandır.

Bir gün “seni seviyorum” der, ertesi gün “biz zaten dostuz” diye geri çeker.

Ama bunu öyle ustaca yapar ki, duygusal ekonomi çöker.

Kadın ağlar, erkek analiz yapar:

“Bence burada duygusal yatırım fazlaydı.”

Peki, “Kalpazanlar kaç sayfa?” diye sorsak, cevap şu olurdu:

Her sahte cümlenin, her eksik sevginin bir sayfası vardır.

Yani kitap değil, ansiklopedi çıkar!

Kalpazanların El Kitabı: “Sahte Sevgiyle Gerçek İlgi Arasında”

Eğer kalpazanlık bir meslek olsaydı, eğitim sistemi şöyle olurdu:

1. Bölüm: Duygusal Manipülasyon 101

2. Bölüm: Empatikmiş Gibi Yapmanın İncelikleri

3. Bölüm: “Seni Anlıyorum” Derken Kaşını Kaldırma Teknikleri

4. Bölüm: Sessiz Kal ve Kazan – Pasif İletişimin Gücü

Kadınlar bu kitabı hemen çözerdi tabii. Çünkü onlar, kalpazanları yüz ifadesinden anlar.

Erkeklerse hâlâ “bence yanlış anlaşıldım” modundadır.

Ama dürüst olalım: Bazı kadınlar da kalpazanlıktan nasibini alır.

Onlar “ben senin için her şeyi göze alırım” derken aslında “ama bu hafta değil” demektedir.

Aşkın ekonomisinde herkes biraz kalpazandır aslında.

Kimi duygusunu fazla basar, kimi hiç basmaz.

Sonuç: Kalpazanlar Kaç Sayfa Değil, Kaç Kalp Yakar?

Belki de asıl soru bu olmalı.

Çünkü sayfalar biter ama hikâyeler bitmez.

Her kalpazan, birinin hikâyesinde ana karakter olmuştur — trajikomik, ironik ve biraz da pişmanlık dolu.

Kalpazanlar kaç sayfa bilmiyorum ama biliyorum ki; o sayfaların sonunda hep biri “keşke gerçek olsaydı” der.

Ve o anda, mizah yerini hafif bir hüzne bırakır.

Yine de gülmekten vazgeçmeyelim.

Çünkü hayat, sahte sevgilere üzülmek için fazla kısa, ama onları tiye almak için fazlasıyla eğlenceli!

Şimdi sıra sizde: Sizce kalpazanlar kaç sayfa olmalıydı? Yorumlara yazın, birlikte sayfa sayalım — belki de bitmeyen bir roman olur!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort bonus veren siteler
brushk.com.tr Sitemap
ilbet girişprop money